20
Paz, Nis
0 New Articles

Typography
  • Smaller Small Medium Big Bigger
  • Default Helvetica Segoe Georgia Times

Avrupa Komisyonu’nun, yatırım amaçlı sürdürülebilir ekonomik faaliyetler listesi olan AB Taksonomisi'ne doğalgazı dahil etme isteği, yatırımcılar, bilim insanları, finans uzmanları ve kampanyacılardan büyük tepki görüyor.

Uzmanlar, Avrupa Komisyonu'nun bu girişiminin karbonsuzlaşmayı hızlandırma çabalarını desteklemek yerine küresel "altın standart" olarak görülen taksonomiyi lekeleyeceği görüşünde.

"Doğalgazı yeşil bir kaynak olarak saymanın, iklim değişikliği üzerindeki etkisi 20 yıllık bir zaman diliminde CO2'den 84 kata kadar daha fazla olan metan gazının önemli çevresel etkilerini göz ardı ettiği" konusunda uyarılar yapılıyor.

IPCC ve Uluslararası Enerji Ajansı,  küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırmak için fosil yakıt projelerine daha fazla yatırım yapılmamasını tavsiye ediyor. Finans kurumları son birkaç aydır fosil yakıtları içeren yeşil taksonominin finansal piyasalarda inandırıcı olmayacağı konusunda uyarıyor. Yeni gereksiz doğalgaz altyapısına yatırım yapmak, yatırımları mevcut yenilenebilir enerji projelerinden uzaklaştırma riski içeriyor.

AB taksonomisi hakkında

AB taksonomisi, çevresel açıdan sürdürülebilir ekonomik faaliyetlerin listelendiği bir sınıflandırma sistemi. Şirketlere, finans kurumlarına, politika yapıcılara ve vatandaşlara yatırımların hangi durumlarda "yeşil" sayılacağına dair uygun tanımlar sağlıyor. Taksonominin temel amacı, finans sisteminde "yeşile boyamayı" önlemek ve yatırımları net sıfır ekonomisine ulaşma yoluna kaydırmak.

Bazı AB üye devletleri ve gaz şirketlerinin yoğun lobi faaliyetleri sonucunda, Komisyon bu sınıflandırmaya doğalgaz ve nükleeri de "yeşil" olarak dahil etti.

Doğalgazın AB Taksonomisine dahil edilme ihtimali, kararın bilim temelli önerilere uygun olmadığını ve finans sisteminde yeşile boyamanın önünü açabileceğini savunan tüm taraflarca (yatırımcılar, akademisyenler, iktisatçılar, üye devletler, Avrupa Parlamenterleri, Avrupa Yatırım Bankası, düşünce kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve gençlik hareketleri) eleştirildi.  Komisyonun bu konuyla ilgili başlıca danışma organı olan Sürdürülebilir Finans Platformu, en iyi performans gösteren doğalgaz santrallerinin bile "yeşil" veya "geçiş dönemi" yatırımları olarak etiketlenemeyeceği konusunda resmen uyardı.

Komisyon nükleer enerjinin de AB Taksonomisine dahil edilmesi önerisinde bulunuyor.

Uluslararası finansa etkileri

Söz konusu karar, uluslararası iklim finansmanı düzenlemelerini de etkileyen bir silsile başlatacak ve girişimlerini AB Taksonomisini örnek alarak modelleyen ekonomiler için tehlikeli bir emsal teşkil edecek. AB tarafından belirlenecek standardı örnek alarak benzer girişimler geliştiren diğer yasal sistemler arasında Rusya, Çin, Güney Kore ve İngiltere yer alıyor. Rusya ve Çin son zamanlarda bir adım öne geçerek tüm fosil yakıtları hariç tutan daha iddialı girişimler benimsemişti.

Yorumlar; doğalgazın AB Taksonomisine dahil edilmesi, tüm mevzuatın güvenilirliğini zayıflatarak kafa karışıklığına ve parçalanmaya neden olduğu yönünde:

  • Bernice Lee, Chatham House Sürdürülebilirlik Hızlandırıcı Danışma Kurulu Başkanı: "Avrupa Komisyonu'nun doğalgaza yeşil etiket verme kararı, dünyanın geri kalanının AB Taksonomisini temel alarak sistemler geliştirdiği bir dönemde piyasada kafa karışıklığına neden olacaktır. Daha uyumlu sürdürülebilir finans standartları oluşturmak herkesin çıkarınadır. Standartlar bir rekabet kaynağı haline gelirse, piyasaları parçalayacak ve sınır ötesi işlem maliyetlerini artıracaktır."
  • Rachel Kyte Tufts Universitesi The Fletcher School Dekanı: "AB'nin taksonomisine doğalgazı dahil etme kararlılığı, bazı üye ülkeleri kendi daha yeşil taksonomilerini geliştirmeye zorlayabilir. Bu, piyasaları karıştıracak, taksonominin geçişi teşvik etme amacını baltalayacak ve AB’nin dünyanın geri kalanına liderlik yapma rolünü zayıflatacaktır. Doğalgaz bir fosil yakıttır ve ciddi miktarda karbon ve metan emisyonlarına neden olmasından ötürü Paris hedefleriyle bilimsel olarak uyumlu değildir. Çok kısa vadede doğalgaz kullanmaya devam edecek olsak da, Avrupa şu anda doğalgaz altyapısı açısından aşırı arz ile karşı karşıya.”
  • Christina Ng, Araştırma ve Paydaş Katılımı Yöneticisi, Borç Piyasaları, IEEFA (Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü): "Yeşil taksonomiler enerji karmasını sınırlamaz. Taksonomilerin nükleer ve doğalgazla çalışan santralleri içermemesi, karbonsuzlaştırma planlarında dikkate alınmalarını engellemez. Ayrıca, bu endüstrilerin özel yeşil finansmana ihtiyacı yoktur. Geçmişte olduğu gibi, fosil yakıtlı ve nükleer santral projeleri geleneksel finansman kaynakları aracılığıyla fon bulmaya devam edecektir. Bilimsel olarak, doğalgaz yakmak çevresel olarak sürdürülebilir değildir ve yeni doğalgaz santralleri, AB politikalarına ve piyasa teşviklerine doğrudan ters düşerek, AB’yi yüksek emisyonlu bir geleceğe mahkûm edecektir. Bu nedenle, AB politika yapıcılarının, geçici de olsa, doğalgaz ve nükleer teknolojileri yeşil taksonomilere zorla sokma isteği mantıklı değildir. Daha fazla şeffaflık olmadığından, kararın arkasında başka sebepler yattığı aşikardır.
  • Faustine Delasalle, Enerji Geçiş Komisyonu Direktörü:"Temiz elektrifikasyon, karbonsuzlaşmaya giden başlıca yoldur ve ekonominin tüm sektörleri için geçiş maliyetini azaltmak için gereklidir. Başta rüzgâr ve güneş kaynaklı olmak üzere sıfır karbonlu yenilenebilir üretim, Avrupa'nın enerji ihtiyacının büyük kısmını karşılayabilir ve karşılamalıdır. On yıllık keskin maliyet düşüşlerinin ardından, yenilenebilir enerji artık elektrik üretmenin en ucuz yoludur. AB Taksonomisi'nin doğalgazı kömüre alternatif olarak konumlandırması, yenilenebilir enerjinin bunu halihazırda kömürden daha düşük bir maliyetle yapabildiği gerçeğini dikkate almamaktadır."
  • Avrupa Yatırım Bankası Başkanı Werner Hoyer: "Sermaye piyasalarında yılda 60-100 milyar Euro borç alması gereken bir bankacılık kurumu için taksonomi demek, yatırımcısına etikette yazanı aldıklarına dair güvence vermek demektir. Yeşil bir proje olarak satılan bir şey tam tersi çıkıp da yatırımcıların güvenini kaybedersek, bankanın faaliyetlerinin finansmanı söz konusu olduğunda bindiğimiz dalı kesmiş oluruz."